Özgür hissedebilmek için kaç metrekareye ihtiyacımız olduğunu öğreten 2020 yılında, Pinterest’te “neon oda” aramaları %800 artış göstermiş. Anlıyoruz ki florasana tahammülü sıfır, iç açacak her şeye muhtaç bu gözler parlaklık istiyor, renk, ışık ve patlama!
Bu arzular da boşa değil; geçen yıllar, neonu akıllara ve alternatifler arasına yavaş yavaş dahil etti. Balmain durmadı, Victoria Beckham yaklaştırdı, Valentino abarttı ama en sonunda alıştık. Ve sokak modasını, ayna önü selfieleriyle sürdüren yüksek moda giyerler de bizi en sonunda tek bir renge götürdü; ekşi limon, asidik ya da elma yeşiline. Kod vermek gerekirse Pantone 375 C’ye.
“Monster” filmini izlerken başrolde gördüğünüz kişinin Charlize Theron olduğunu ilk bakışta fark etmemiş olabilirsiniz. Tıpkı geçtiğimiz yıl Altın Küre Ödül Töreni’nde asit yeşili Dior elbisesi ve soğuk bakışları ile onu keşfetinizde ilk gördüğünüz an gibi. Klasik renklerin savunucusu ve yumuşak tonların askısı o insan nerede? Yeşilin bu tonu ne zamandır bu denli ikna edici ve bir klasik olmasa da her yere nasıl nüfuz edebildi?
Asit yeşilini son yüzyıla ait bir renk olarak lanse etmek bir yerde tarihi yanıltmak olacaktır. Diana Spencer, nam-ı diğer Lady Diana, seksenlerde bu rengin erken öncüsü olurken; görenlerin gözleri kamaşıyor ve kulisler “Bu renk biraz fazla mı?” söylentilerini taşıyordu. Oysa bugün, Kate Middleton’ın hiç görmediği kayınvalidesiyle eşleştiği onlarca yeşil görünümü mevcut. Üstelik akıllarda abartıdan eser yok. Bu ton herkese normal.
Hatta o kadar normal ki Hailey Baldwin, Türkiye’ye gelip hayranlarına “hi” bile demeyen kocası Justin Bieber ile bu rengi, çift uyumu için kullanabiliyor. Billie Ellish, muhtemelen çoğu kişiyi ileride pişmanlığa sürükleyecek saç önündeki bir tutamı yeşile boyatma akımını başlatıyor. Kardashianlar arada ten rengi lateksten vazgeçip bu renge de bir şans veriyor. Ekstrem örnekleri geçeceksek; kozmetik firmalarının bu renkte ürettiği far, eyeliner ya da ojelerden de bahsedebiliriz.
İrlanda’nın her yeri yeşile boyayan St. Patrick günü dahi yonca yeşilinden asit yeşiline kaydırdı rengini. Stabilo fosforunu yalnızca kağıt üstünde görmeye alışkın kimseler için baş döndürücü bu değişim, rutine dönen hayatlara ve sıkılmış ruhlara çok iyi geldi.
Refinery29 bundan yaklaşık bir yıl önce geleceği öngörebilmiş ve “Evde sıkışıp kalabiliriz ama morali yükseltmek için kim iyi terzilik ürünü bir serotonin desteği istemez ki?” diye sormuştu. O satsumadan, lavantaya, naneden leylağa yumuşak tonlara ihtimal veriyorken aradan sıyırılan ve detaylardan rol çalan misket limonu sinsice sırasını bekliyordu. İştah açmak, parlamak ve nedensizce kendini arzulatmak üzere.
Bu kadar övgü ve methiyeler üzerine yine de hatırlatmakta fayda var ki, bu rengi Spotify’nızın logosunda görür yadırgamazsınız, online alışverişte sepete atar evdeki mevcutlarla tamamlarım sanırsınız, aksesuarlarla ufak ufak başlarsınız ama iş görünümün tamamına gelince orada muhtemelen takılıp kalırsınız. Çünkü bu renk güzel ama neyse ki toplumsal hafızamızdan şimdilik silinen tuhaf uzaylı dansını her an çağıracak yakınlıkta.
Ama siz şimdi neydi bu dans, neydi bu dans diye düşünmeyin, aşağıdaki galeri ile yeşilin iyi haliyle devam edin.
