Öve Öve Bitiremedik: Hırka

Öve Öve Bitiremedik: Hırka


 

“Giydim en kalın hırkamı
El örgüsü, değerli.
Pencere açık hava karlı, odam dumanaltı.”

 

Yüzyüzeyken Konuşuruz’dan Taylor Swift’e kadar şarkı sözlerine konu olan bir giysi düşünün. İsmine şarkılar yazılmış, depresyona girince sarılmış, üşüyünce ‘Bir hırka var mı?’ sorusuyla ilişkileri yakınlaştırımış bir giysi. Adeta vefakar bir dost.

 

 

Kazak giyersem bunalırım; hiç bişey giymesem üşürüm havaları vardır hani. Hırkalar, tam o günler için biçilmiş kaftandır. Kısası, uzunu, el örgüsü, hazırı, incesi, kalını kısacası her haliyle güzeldir. Hava soğudu ve üşüdün mü? Giy hırkanı. Çok mu terledin? Aç önünü ferahla. Üşüdün mü? Kapat tekrar. Dönüşümü kolaydır ve en önemlisi saçı, şapkayı, boneyi ya da başörtüyü bozup savaştan çıkmış hali yaratmaz insanda. Kulaktaki küpeye takılmaz, çocukluk travmalarını hatırlatmaz. Hafif serinliklerde omzunuza atıverirsiniz. Her mevsime uygun olanı bulunur; kışa uzun ve kalın, yaz mevsimine ince ve kısa kesimli. Övmeler bitmiyor.

 

 

Kış gardroplarında daha göze çarpan hırkalar, ince ve crop kesimleriyle hakkıyla kışı yaşatmayan -neyse ki geçtiğimiz haftalarda bir parça yaşatan- mevsimlerde daha uygun olabilir. Kraliçe Elizabeth’in günlük stiliyle özdeşleşen kısa ve ince hırkaların önü tamamen kapandığında bir kazağa dönüşmek gibi marifetleri vardır. Yüksek dozda oversize kesim ve dökümlü severler, başlangıçta bu fikirden hoşlanmayacak olsalar da denendikçe benimsenen bir yanı vardır bu stilin. Yüksel bel pilili kumaş pantolonlar veya cigarette jeanler bu görünümlere rahat eşlik eder.

 

Son yılların gelip de gitmeyeni devasa dramatik yakalar ve Rönesansın ihtişam sembollerinden ruff yakalar, ben artık hırkada uzmanım hareket arıyorum diyenler için.

 

 

Eğer Leyla ile Mecnun dizisini izlediyseniz Mecnun’un depresyon hırkasını hemen hatırlarsınız. Bu hırkalar genellikle büyük ve dokuludur insanın depresyonu ağırlaştıkça hırkada ağırlaşır, süner, tüylenir. Hırkayla depresyon adeta etkileşim halindedir. Dünyamız depresyona girecek pek çok sebepe gebe olsa da farketmez. Ruh halimiz iyiyken de bu büyük ve uzun hırkaları sevip giyebiliriz. Uzun, dokulu hırkalar hep vardı ve hep olacak aslında ancak yerlere kadar uzanması sezonun yeniliklerinden. Dolce&Gabbana 2020 kış sezonu için hazırladığı koleksiyonda yerlere kadar uzanan hırkalara yer verdi.

 

Ara boy uzun hırkalar da günlük kullanım için oldukça işlevseldir. Kalçayı örten ve elde mont taşıma kabusunu gideren bir yapısı var bu hırkaların. Hatta tam boy olanların trençkot havalarında iyi bir alternatif olabileceği de söylenebilir.

 

 

İki ters bi düz giden hayatlarımıza renk katan el örgüsü hırkalar da hızlı modaya karşı önemli bir atakta. Instagram keşfetlerinin bize gösterdiğine göre; yaşı ne olursa olsun artık herkes “Ben bunu örerim” bilincine erişmiş durumda. Sürdürülebilir moda ve yavaş hayat tarzının önem kazanması ile el emeğini giymek artık yeni bir başlık altında. O halde şişler, tığlar, renkler çıksın meydana, hava hırka havası.

Öve Öve Bitiremedik: Hırka

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.