O Çantalar ve Öyküleri

O Çantalar ve Öyküleri


Çantaların artık taşıma aracının çok ötesinde bir vasfa sahip olduğu su götürmez bir gerçek. Bazılarının sahip olduğu değer artışları ise neredeyse yatırım aracı olarak kullanılmalarına bile sebebiyet verecek yükseklikte. (Hermes’in Birkin modeli son 35 yılda Amerikan piyasası ve altın fiyatından daha iyi bir performans göstermiştir.) Fakat bahsi geçen bu çantaların ne kadar ettiklerini ya da gerçekteki parasal karşılıklarını bir kenara koyarsak; geriye sahip oldukları tek bir izafi avantaj kalıyor: statü. Hepsinin sahip olduğu özel bir isim, temsil ettikleri bir kitle ve farklı ortaya çıkış hikayeleri var. Bu hikayelerin bir kısmı ise en az modelleri kadar dikkat çekici. Ve en önemlisi de, onları bir “It Bag*” haline getiren ikonik kullanıcıları. Gelin, Dior’un Lady Diana’sı, Hermes’in Kelly’si, Gucci’nin Jackie’si ve daha diğerlerinin yarattığı bu içsel popülariteyi anlamaya çalışalım.

HERMES (Kelly & Birkin)

1837 yılından beri varlığını koruyan Hermes’in binicilik malzemeleri üretmekten geldiği şu anki konumu her ne kadar ayrı bir başlık altında incelenmeyi hak ediyor olsa da neyse ki diğer tüm markaların benzer başarı öykülerine sahip olması adaletsizliği ortadan kaldırıyor. Markanın kurucusu Thierry Hermès, taşımacılığın ilerlemesiyle ‘eyer ve yem torbası’ ile sınırlı olan ürün gamını genişletmeye karar verir. Bunun üzerine seyahat çantası, valiz ve cüzdan ile üretilen ürünlerin hitap ettiği kitle genişler. Zaman ilerledikçe yönetimi 2. kuşağa geçen marka, ailenin deri işçiliğindeki hüneri kadar gelişmiş bir diğer becerisi olan ‘dönemin ihtiyaçlarını fark edebilme kabiliyeti’ ile yeni bir döneme girer. Ve böylece tüketim kültürü ile gelen daha büyük çanta gereksinimi, şirketin sıyırdığı kaymak haline gelir. 1935 yılında ise elindeki Hermes çanta ile Times’ın kapağına çıkan Monaco Prensesi Grace Kelly sayesinde artık Hermes, lüks olmaktan öte ikonik bir değer olma yolundaki ilk önemli adımını atar.

Markaya, ‘Dünyanın en pahalı çantası’ rekorunu (379,261 $) getiren Birkin modelinin doğuşu ise 1985 yılındaki hoş bir tesadüfün eseridir. Şirketin başındaki isim Jean-Louis Dumas, ünlü aktris Jane Birkin ile bir uçakta yan yana seyahati esnasında kadınların çok cepli bir çantaya ihtiyaç duyduğunu fark eder ve Birkin’in o esnada kâğıtlara çizdiği karalamaları esas; ünlü yıldızın adından ise ilham alarak Birkin modelini yaratır. Halen daha Kim Kardashian’dan Victoria Beckham’a birçok ünlü kadın için hem stil hem de işlev aracı olan çantaların başarısının ardında, kuşkusuz, kaliteli işçiliğin yanı sıra markanın döneminin ruhunu okuyabilme yeteneği yatmaktadır.

DIOR (Lady Dior)

Fransızca çapkın, koket ama şirin anlamına gelen chouchou isimli çanta, 1994 yılında Dior’un ikonik bir çanta üretme isteğinin ilk neticesiydi. Deri üzerindeki dikişlerin kusursuz kesişimi ve sapının kenarından sarkan metal DIOR süslerin çıkarttığı şıngırtılı sesler ile adının hakkını sonuna kadar veren hanım hanımcık bir çanta karşıladı herkesi. Modelin adeta insanda vücut bulmuş hali olan Prenses Diana ise çantayı neredeyse o dönem katıldığı tüm ziyaretlerinde kullanarak markanın amacını da gerçeğe dönüştürdü. Bunun üzerine prensesin 1997 yılındaki hazin ölümü ile marka, Diana’nın anısını yaşatmak için çantanın adını Lady Dior olarak değiştirdi. Günümüzde 25 yaşındaki Lady Dior’un klasik çizgisinin dışında spor tasarımlarına rastlıyor olsak da Dior tasarımcıları, orijinal modelin dokusunu her zaman muhafaza etmekten yana.

BALENCIAGA (City)

Balenciaga’nın ilk olarak 2000’lerde piyasaya sürmeye niyetlendiği bu kırışık ince deriden üretilmiş çantaya ister “City” ister “Motorcycle” modeli deyin, markayı bilen herkesin sizi anlayacağından emin olabilirsiniz. Diğer “It Bag”lerden farklı olarak ani bir sükse yapamayan bu çantanın üretilen ilk prototipleri tasarımcısı Nicolas Ghesquière’a büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştır. Balenciaga’nın 2001 yılındaki runway’inde prototipleri gören herkesin dediği şey şu olmuştu: Bu ne? Vintage mi? Bit pazarında bulunan bir şey mi? Fakat yine de o sene için yalnızca 25 adet üretilmesine karar verilen çantanın üzerinde ise logo bile bulunmamaktadır. (Şu an üretilen modellerde de hala logo kullanılmıyor.) Üzerindeki fermuarlar ve kayışlarla western ama modern bir havaya sahip bu çanta, Harper’s Bazaar’da elinde Balenciaga’sıyla objektiflere poz veren Kate Moss ile beklenen patlamayı gerçekleştirmiştir. O günden bugüne az sayıda değişiklik yaşayan model, yalın tasarımı ve yüksek kaliteli derisiyle ikonik sadelikten hoşlananların favorisi olmaya devam etmektedir.

CHANEL (2.55)

Eşsiz olmak için sürekli farklı olmayı hedefleyen Gabriel “Coco” Chanel’in yaratıcısı olduğu Chanel’in ikonik çantası 2.55’in öyküsü ilk olarak 1920’lere dayanıyor. Yaşadığı dönemin kadın kıyafetlerine getirdiği erkeksi siluetler ve minimalist görünümler ile bir manastırdan dünyaya açılan Coco, kadınların ellerini çantaları ile birlikteyken de rahatlıkla kullanabilmeleri amacıyla bu çantayı tasarladı. Bu tarihten 35 sene sonra çanta, yenilenerek tekrar piyasaya sürüldü ve ‘2.55’ adını aldı. Toplamda 180 adet işlemden sonra ortaya çıkan model, birçok markanın ilham kaynağı olsa da kapitone dokusu ve zincirlerinin dizaynındaki ince zekâ ile aynı şansı diğerlerine tanımadı. Çantanın üzerindeki detaylar ise Coco Chanel’in yetimhane yıllarının dışa vurumu gibidir. Chanel amblemindeki dikiş rengi Coco’nun büyüdüğü yetimhanedeki formalardan, Reissue adı verilen çanta askısı ise görevlilerin anahtar zincirlerinden ilham alınarak tasarlandı. İlk yıllarında çanta üzerinde yer almayan Chanel logosu ise daha sonra Karl Lagerfeld tarafından orijinal kilit ile değiştirildi. Üzerinde Coco Chanel’in anılarını, içerisinde ise onun azmini saklayan model, bu sayede klasiklerden biri olarak moda dünyasında yerini daima korumakta.

LOUIS VUITTON (Speedy)

Ortaya çıkması ile bağlı olduğu markaya farklı ufuklar çizen ve belki de uzun yıllar boyunca varlığını koruyabilmesini de buna borçlu olan bir model LV’nun Speedy’si. 1935’e kadar yalnızca seyahat çantası üreten marka, günübirlik seyahatler için pratik ve şık bir çanta üretmeye karar verir. Fakat model, kısa zamanda lüks bir bavul markasının ötesinde şehir hayatında kullanım için de aranılan bir model haline gelir. Özellikle 60’larda Audrey Hepburn’ün LV’lu havaalanı pozları, çantanın gördüğü talepte katalizör etkisi yaratır. Bu etkinin ihtiyaçlarına da kulak veren marka, sonraki yıllarda Hepburn’ün isteği üzerine “Speedy 25” adı verilen daha küçük modeli de piyasaya sürecektir. Doğal inek köselesi cilt ve monogram deseni ile klasikleşen çanta, sık sık yenilenen tasarımlarıyla güncelliğini her daim korumaya devam ediyor.

GUCCI (Bamboo Bag & Jackie O)

Alessandro Michele’nin yeniden yorumlaması ile orijinallerine doğru evirilen ‘Bambu Bag’ ve adını Jackie Kennedy’den alan ‘Jackie O’ model Gucci’ler de en az diğer ikonik çantalar kadar ilginç birer geçmişe sahip. İlk olarak 1947 yılında piyasaya sürülen ‘Bamboo’ model çantalar, 2. Dünya savaşının etkisi ile devam eden kumaş ve malzeme kıtlığının getirdiği bir yaratıcılıkla bambu saplı olarak üretilmişlerdir. O döneme kadar lüks çantaların üretiminde hiçbir zaman tercih edilmemiş bir materyal olan bambu, marka için büyük bir risk taşıyor olsa da işe yarar. Japonya’dan ithal edilen bambular, İtalya’da kaliteli deri ile incelikle işlenir ve ortaya şu an yüzlerce versiyonu bulunan ‘Bamboo Bag’ler ortaya çıkar. Aynı zamanda 1950’lerden itibaren Gucci’nin özdeşleştiği örümcek ve kırmızı çizgi motifler bambu materyal ile de mükemmel bir uyum yakalamaktadır. Gucci’nin şapkadan tavşan çıkardığı ‘Bamboo Bag’inin ardından, hobo tarzı çantası ‘Ellili Constance’ geliyor. Hilal şekilli bir sapla omuzda taşınan büyük bir model olma özelliğine sahip çanta, Amerika’nın belki de en ikonik first lady’si Jackie Kennedy’nin ilgisi ile dikkatleri üzerine çeker. Tasarımındaki sadelik ve düzensiz yapısı ile adını evsiz halktan alan hobo model çanta, o dönem için ilham verici bir yeniliktir. Ve bu yeniliğin hakkını sonuna kadar veren Bayan Kennedy’ye ise Gucci de gereken reveransı yapar ve modelin adını ‘Jackie O’ olarak değiştirir. Marka her ne kadar sonraki yıllarda yeniden yorumladığı modellere farklı isimler vermiş olsa da Alessandro Michele önderliğindeki eskiye dönüş etkisi ile Jackie havası yeniden estirilmeye devam edecek gibi gözüküyor.

 

*It Bag kavramı 80’li yıllarda moda literatürüne giren bir kavramdır. İhtiyaç ya da işlevinden öte arzu nesnesi haline gelmiş lüks marka çantalar için kullanılmaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.