Esme Redzepova’ya Küçük bir Anma

Esme Redzepova’ya Küçük bir Anma #Tanışın 


 

Makedonya’nın özgün Roman dilinde şarkı söyleyen en ünlü müzisyenlerinden Esme Redzepova iki yıl önce 73 yaşında hayata veda etti. Sesini dünyaca ünlü Borat filminin açılış kredilerinde duymuştuk, yıl 2006 idi. Ancak zaman geçti, biz çığlığımıza katılacak bir melodi, sessizlikte bizimle birlikte umut taşıyacak bir ses, evde yalnız delirirken bütün hücrelerimizle bizi hareketlendirecek o müziği ararken, YouTube aramalarında Spotify listelerinde karşımıza çıkmaya başladı. Şimdi, Esme’yi anmak, arkasında belki bir hayır duası etmek, çığlığına kulak vermek, sesine yankı olmak için zamanımız bol. Hem hayatına kısaca bakalım, hem de biraz dinleyelim. Huzurlarınızda Roman müziğin kraliçesi Esme Redzepova…

 

 

 

Redzepova Eurovision 2013’te Makedonya’yı temsil etmek üzere seçildiğinde kariyeri –ve aslında hayatı- boyunca karşılaştığı önyargı ve ırkçılıktan nasibini aldı. Ülkenin büyük bir kısmı bu seçime karşı çıktı ve yine de Redzepova’yı yolunda vazgeçiremedi. Sonradan evleneceği besteci Stevo Teodosievski ile birlikte Roman topluluğun müziğini ve kültürünü kayıt altına almak için çabaladılar. Çünkü, Esme biliyordu ki insanların bir kültürü olduğu gibi kabul edebilmesinin yolu o kültürün öğelerinin modern dile çevrilmesi idi, özüne dokunmadan formunu başkalarına anlatabilecek bir çeviri. Bu nedenle de bir Roman olmayan Stevo bu tür tercüme faaliyeti için Esme’nin en büyük dayanağı idi. Sesini türlü enstrümanlarla buluşmasında muhtemelen emeği ve payı büyüktü.

 

 

 

 

Hayatının büyük bir kısmında Roman kadınların haklarını savunmak için çabaladı, tabii ki çocukların da. Genel anlamda Romanların bütün Avrupa’da maruz gördüğü muamele Türkiye’de olduğundan çok farklı değil-di, o zamanlarda da. Bu nedenle çocukların da evsiz kalması, sokaklarda erken yaşta çalışması, fuhuş başta olmak üzere türlü istismara açık hale gelmesi ezeli bir sorundu. Esme 47 çocuğu evlat edinmişti, ancak bunun yeterli olmayacağını, daha uzun soluklu işler yapmak gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle kurduğu vakıf ile üç kere Nobel ödülüne aday gösterildi.

 

 

 

Hindistan’da düzenlenen bir müzik festivalinde Redzepova’nın enerjisi o kadar büyüleyiciydi ki, kendisine Roman Müziğin Kraliçesi ünvanı verildi. Yıl henüz 1976 idi. Bu yıldan itibaren güçlü ama kontrollü sesi, abartılı kostümü, yüzlerce şarkıyı barındıran repertuarı ile Roman ve Makedon-Balkan kültürünün müziğini dünyaya duyurdu. En önemlisi müziği güncel sesle buluşturması oldu, pop ve elektro soundlara ekleyerek genç Balkan sanatçılar için bir öncü oldu.

 

 

 

Esme/Esma Redzepova-Teodosievska 8 Ağustos 1943’te Üsküp’te doğdu ve hayatının sonuna kadar orada yaşadı. 1950’lerde henüz bir çocukken şarkı söylemeye başladı. Daha sonra eşi olacak Stevo Teodosievski’nin grubu Ansambl Teodosievski ile profesyonel müzik dünyası ile çalıştı. Stevo 1997’de hayatını kaybetmesine kadar geçen sürede Esme’nin kariyeri için önemli bir figür oldu.

 

 

 

 

Esme yalnızca müziği ile değil, geleneksel çingene kıyafetleriyle yer aldığı konserlerde çingene kostümlerini tanıtmasıyla da biliyor. Çingene kültürüne dair bütün öğelerin abartılarak norm dışı kabul edildiği bir dünyada Esme kendisine ait olanı var gücüyle haykırıyor. 2016 yılında vefatının ardından kocasıyla birlikte yaşadıkları ev Üsküp’te bir müzeye dönüştürülmüş durumda. Son olarak, TRT Avaz’ın kendisiyle yaptığı keyifli bir sohbeti ekliyoruz buraya. Esme, hayatını inandığı gibi yaşadı, ruhu şad olsun.

 

 

 

 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.