Hey Ondörtlü Ondörtlü Sevda Yolları Taşlı

Hey Ondörtlü Ondörtlü Sevda Yolları Taşlı


Cebinde her daim hazır bilgileri ve enteresan hikayeleri vardır kiminin. Her Arapça isim, üç harften nasıl türedi de bu anlama geldi; gelişen duruma en uygun atasözü neydi bilirler onlar. Kalbin ilk olarak hangi madeni paraya nakşedildiği, Aziz Valentine’nin esasında neyi perdelediği bilgisi hep mevcuttur oralarda. Arada gidilir oraya. Bugün mesela.

 

İnsanları ikiye ayırma hususunda Vedat Milor’a pabuç bırakmayan netameli bir yanı var bugünün. Ne de olsa adı Sevgililer Günü. İlişki durumuna göre insanlara pozisyon aldıran ve tarafgirliği yalnız ya da çift olmaya göre oradan oraya koşturtan bir mevzu. İki sene önce birlikte yenen kalpli pizza, müzik kutulu tomurcuk çay, tek katma değeri tıpkı diğerleri gibi o gün açmak olan pahalı bir gül gelir akla ve sonra da burna. Burundan gelir şayet devran durmadan dönüyorsa ve geriye dönüş imkansızsa.

 

Şubatın on dördünde herkes, her şeyi kendi keyfince yaşar. İsteyen geçmişteki rahmetlileri anar, yanındakiyle mutlu olanlar bir şekilde yine bulup da bunar. Ama benim aklıma o gün yalnız ve yalnızca tek bir isim gelir. Zamanında writing freak, article machine ve yazı makinası olarak anılmış Ahmet Mithat Efendi ile sık sık karıştırdığım şair-i azam Abdülhak Hamit Tarhan.

 

Pek çok kişinin malumudur; Abdülhak Hamit, karısı Fatıma Hanım’a hayran, meftun ve bakmalara doyamayan bir kocadır. Tarihi vesikalara göre saltanat, tanzimat ve cumhuriyet gören bu aşık adam, pek tabi Ortaçağdan bu yana kutlanan Sevgililer Günü'nü de görmüştür. “Bizim zamanımızda yoktu bunlar yeni yeni şeyler çıkarıyorlar” isyanını sahiplerine hatırlatmakta fayda var. Vardı efendim vardı; sizin vakt-i zamanınızda da vardı. Üzmek gibi olmasın da vardı işte...

 

Şair-i azam ve büyük aşkı, Sevgililer Günü'nde neler yaptı; Fatıma Hanım sabah kallavi bir kahvaltı hazırlayıp, kocasına bir mesaj mı çaktı; yoksa Hamit Bey gerçek hayatta hiç pratik olmayan ama filmlerin romans sekansı, yatağa getirdiği güllü bir tepsi ile mi şaşırttı bilemiyoruz. Ama haklarında bildiğimiz başka şeyler var.

 

Enformatik yönü güçlü Facebook gönderileri ya da en başta bahsi geçen hazır anekdot sevicilerinden alınan bilgiye dayanarak onların bilinen öyküsü şöyledir; Fatıma Hanım, Hamit Bey’den önce vefat eder. Kendi aralarında, “Ben ölürsem evlenir misin?” şeklinde; olay vuku bulmadan bahsi geçmiş, her ilişkinin sorun başlatıcısı o tatsız diyalog yaşandı mı bilemeden özetle; esas kız ölür, esas oğlan mahvolur.

 

Abdülhak Hamit o kadar üzülür ki; gelecekte Hamiyet Yüceses’in içleri dağlayarak söyleyeceği Makber şiirini yazar. Minik bir google seyahati ile şarkı ve şiirin sözlerinin farklı olduğunu fark edenler olacaktır. Evet farklı; çünkü bu yas, öyle derin ve güçlüdür ki, yazdığı bir tiyatro oyununda yine ahlar, ağıtlar eder şair. Plak şirketleri de oyunda geçen şiiri daha bestelenir bulur ve Makber başlar.


 

 

Buraya kadar her şey bir Sevgililer Günü anısından ziyade, acıklı bir aşk öyküsü gibi gözüküyor. Ama sevginin işvesi, kalbin mana olarak herşeyi alt üst edip değiştirmesi de var bu hikayede. Bir rivayete göre cenazede, bir diğerine göre orada olmasa da çok kısa bir süre içerisinde bir yerlerde Hamit, İngiliz bir kadın ile karşılaşır, ona aşık olur ve onunla evlenir, Fatıma nerededir? Fatıma yok. Hamit durmaz sonra, ikinci büyük aşkı, kalbe pansumanı Nelly’i aldatır. Bütün ilişkileri iç içe geçer ve kaleminden dökülenler hala hep aşk, hep ızdırabtır.

 

kalp, -bi (II)

isim, eskimiş, Arapça ḳalb

Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme.

 

Bir bakıma sıradışı kategorisine girebilecek bu anı, aslında sevginin ya da insanın olağanıdır. Günler değişir, on dört on beşe erişirken; insan ve en çok kalbi değişir. Bugün siz, bir günlüğüne sabitlediyseniz kalbinizi, bu Sevgililer Günü'ndeki kederli halin de; kısıtlamalarla dizginlenemeyen dolu dizgin aşkın da geçici ve hatta uçucu olduğunu bilin. Herşey değişir ve her an biriciktir.

 

Bugününüz kutlu olsun, sevgiler azalıp artar ama asla yok olmaz. Sevilecek bir sevgili var her insana. İsim yazılı gümüş kolye, üç günlük demet, abur cubur paketi, kışlık mont ya da bir başka şey almasa da var. Sevgililer vardır.

 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.