Büyüyünce ne olacaksın sorusuna muhatap olup, söylediğine mazhar olamayan koca bir azınlıktan söz edelim. Evet kalabalıklar -hatta içinde bizler- birer azınlığız. Yerini yadırgayan, benimsemekten uzak, günü geçirmiş de gününü gün edememişlerin sayısından ziyade durumuna binaen ismi bu: azınlıklar. Mesele o değil, o konu ihtilaflı. Bugünün konusu farklı.
Hayatta hayalindeki mesleği yapan ya da icra ettiği meslek sayesinde hayal dahi edemeyeceği şeyler yaşayan çok az insan var. Bu şanslı güruh nasıl ve ne şekilde olmuş bilinmez ama aradığı mutluluğu kendi profesyonel hayatında bulmuş. Kimi çocukluk hayalini gerçekleştiriyor, kimi otuzlarında sektör değiştiriyor ötekisi de hobisini mesleğe dönüştürüyor. İlk ikisini geçersek; son durum bir miktar enteresan. Üzerinden para kazandığım hobi, gerçekten hobim midir, mesleğim mi? Hobinin güzelliği nakit beklentisinden öte insanı bu beklentilerden uzaklaştırmasında saklı değil midir?
Son bir yılda değişen çalışma hayatının, insanlara “Böyle de oluyormuş yahu eskisi neydi öyle” farkındalığı yaratması ile geniş kitleler yeni çıkış yolları aramaya başladı. Bir nevi köprüden önce son çıkış ve belki de köprüyü dönüp gelmek daha da trafiksiz, bilinmez. Belirsizliğin içinde aynı işi sürdürmektense yeni bir iş arayışına girmek ya da tamamen sektör değiştirmek daha güzel gelmeye başlıyor bir yerde. Bu riski almaya değer (mi?). Hobiyi eskilerin deyimiyle koldaki altın bileziğe dönüştürme fikri de tam olarak bu noktada devreye giriyor.
Çocukluğunda okul gezisiyle Kapadokya’ya gitmiş, “Kör de bilir Avanos'un yolunu, çanak çömlek kırığından bellidir” sözünü bizzat yerinde müşahade etmiş insanları kalbinden vuran seramik atölyeleri mesela. Online olarak eğitimini tamamlamış ya da o işe girmişken bardak yapmaktansa bir seramik fırını alıp onu mu kiralasam diye düşünen insanların sayısı hiç de az değil. Hem de hiç. Günde sekiz saat çalışmaya programlı, öğle arasında ne yesek planını bir “pi em” sularında yapmaya alışık beyaz yakalıların; kreatif sektörlerde aldıkları gazla, zaman kavramını unutmaları beklenen çalışanların; online futbol, polinomlar, servet-i fünun ve akışkanlar dersi vermekten beyaz tahta gıcırtısına aç hocaların canına tak etti belki de ondan.
Sahilde bir ege kasabasına yerleşip orada ufak bir restaurant açmak; hayali sorulan beş insandan altısının vereceği bir yanıt halini almışken, bunu fark edip neyse ki idealini değiştirenler de var. Ellerindeki kudreti fark edip bir takıya, ahşapa, masaja (evet masaja çünkü hayır olsun diye yapılan birkaç ovmaya profesyonellik katıldığı anda masaj bir şifa), kumaşa ve hamura yönelen insanlar artık biliyor ki; bu satar. Yoga eğitmeliği ya da mindfulness yolculuğu öz-iyileşmenin ilk adımıyken bir yerde bir dürtü insanı sarıyor: Neden olmasın? Neden bu iş tutmasın? Neden başkaları da şifa bulmasın?
Evet hepsi muhtemel ya da vazgeçelim hepsi birer farzı mahal, asıl soru şu; eğer ilgilendiğimiz hobiden ya da bir rutinden para kazanmaya başlıyorsak o aktiviteye artık hobi gözüyle bakmaya devam edebilir miyiz? Geçim kaygısı olmadan, asıl yapılan işin dışında bir oyalanma hali olan hobiler, bir şekilde profesyonelliğe dönüştüğü anda o şanslı grubun içinde olup, dev azınlıktan çıkabiliyor muyuz? Hobinin hobiliğine halel geliyor mu?
Start Up Loans Company’e göre İngiltere’de yetişkinlerin % 28'inin hobilerini bir işletmeye dönüştürme arzusu var. Ancak bu insanların yalnızca üçte biri bu arzuyu gerçekleştirmek için bir girişimde bulunmuşlar. Hobi temelli iş kuranların katıldığı bir başka ankete göre ise girişimcilerin % 86'sı, yeni işlerinin kendilerine daha fazla iş tatmini sağladığını söylüyor. Maalesef ki sonuçlar İngiltere özelinde, Türkiye’de bu duruma ilişkin veriler twitterda cafe devri esprileri düzeyinde.
İyi yönlerinden bahsedip, gerçeklerden kaçmak olmaz. Axa isimli araştırma şirketi, yaptığı araştırma ile son üç yılda hobisini işe dönüştüren insanların çoğunun (% 60) bunu tam zamanlı yapacak kadar gelir elde edemediğini ortaya koydu. İç hesaplaşmalar bir yana gerçekler daha çarpıcı.
Bu yazının burada bitmesi gerekiyor, çünkü editör bir hobisi için online kursun başlamasını bekliyor. Bir yandan da düşünüyor, AliExpressten sulu boya getirip satmak mı karlı yoksa yaptığı suluboyayı shopier’da satmak mı? Bilinmez.