Hiç De Uzak Olmayan Robotik Geleceğimiz

Hiç De Uzak Olmayan Robotik Geleceğimiz


 

Uzun süren bir günün nihayetinde evinizdesiniz, ama cehennem gibi bir günmüş o. Ne hissettiğinizi bir bakışta anlayan, ocağa çayı koyan veya çorbanın altını açan birisinin sizi karşıladığını düşünün. Veya gidip banyo suyunun sıcaklığını sevdiğiniz gibi ayarlayan, en rahat pijamalarınızı yatağa seren birisi olduğunu hayal edin. Yok, anneniz değil. Bir robot. 

 

Hiç uzak olmayan bir gelecekte dünyanın şanslı üst sınıfının sahip olacağı bir lüks bu. Yani, güzel yurdumuzda evli erkeklerin çoğu bu lükse sahip ama, hadi diyelim kadınlar trip atıyor, tripsizi olacak bu lüksün. 

 

Nasıl mı olacak bu lüks? Robotların insanların jest ve mimiklerinden (yani suratından) ne hissettiğini anlamasıyla. Bir keresinde insanlığı yok etmekten bahsetmiş olan robotların süper modeli Sophia sözel olmayan iletişimde her gün kendisini geliştiriyor. Hanson Robotics tarafından yapay zekayla donatılmış olan robot sözsüz insan tepkilerini ölçüp anlamlandırmaya başladı. Sadece sosyal ipuçları olan jestleri anlamakla kalmadılar, benzer jest ve mimikler geliştirmeye başladılar. David Hanson’a göre (evet, koskoca robot şirketi sahibi yaratıcı isim aramamış, soyadını vermiş şirkete) bu sadece başlangıç. Gelecek bize insanlar kadar bilinçli, yaratıcı ve becerikli robotlar getirecek. Amerikalıların böyle büyük laflar etmesinin ardındaki Amerikan özgüveni bir yana, bu dünyanın büyük bir kısmı için mükemmel haber, daha büyük kısmı için muhtemelen kabus. 

 

Sophia ve bir jenerasyon genci Pepper “insanlarla yaşamak için tasarlanmış ilk robotlar” olarak medyada yer bulmuşlardı. Öncelikle aslında tanıtım amaçlı üretilmişti ama insanlarda yarattığı infial nedeniyle şirket hızlı bir şekilde vizyon geliştirdi ve yıllık 14.000 dolar ödeyebilen (artı 1.600 donanım harcamaları ve aylık 360 dolar üyelik (?) ücreti) herkes için Sophia üretebileceklerini açıkladılar. Paranızın karşılığında evde robotik bir köleniz oluyor üstelik duygularınızı da anlayabiliyor. Pepper, Sophia'dan daha hassas bu konuda, mesela üzgün görünüyorsanız en iyi arkadaşınızı aramayı önerebiliyor; yazılım sayesinde arayabiliyor da. 

 

Gelecek yıl Aeolus adlı şirket robotik bir kutsal kase sunmaya hazırlanıyor. Jetgillerin hizmetçisi Rose gibi bütün ev işlerini yapabilen (çamaşır katlama da dahil) kişisel yardımcı ürettiklerini iddia ediyorlar. Aeolus da öğrenmeye açık, 1000’den fazla ev işini öğrenebiliyor, aile üyelerini tanıyor ve sevdikleri yemeklere kadar öğreniyor. Tam bir Stepford kadını (bu konuda başka tasvir yapılması yasaklanmış)… 

 

 

Bazı insanlar yalnızlığın çaresini de robotik teknolojideki gelişmelerde arıyorlar. Bu konuda elbette bir Black Mirror bölümü de vardı, eşini kaybeden bir kadın robotla acısını dindirmeye çalışıyordu. RoxxxyTrueCompanion (isimdeki x'lerin çokluğu zaten şirketin hangi alana hakim olduğu konusunda ipucu veriyor) muhabbet devam ettirecek kadar yapay zeka sahibi insansı robotlar tasarlamış. Hatta dokunmaya tepki veriyor, ruh hali ve duygu belirtisi gösteriyor ve çeşitli sesler çıkarabiliyor farklı durumlarda. Tabii ki dünyada açlık, kıtlık, savaş, göç gibi onlarca sorun içinde robotik teknolojinin ilk çözmesi gereken sorun erkeklerin yalnızlığı (!) idi, onu da çözmüşler ellerine sağlık. 

 

Savaş demişken, robotların, daha doğrusu yapay zekanın savaş teknolojisinde kullanımı çoktan başladı. Yakın gelecekte bu teknolojiye sahip ülkelerin asker kullanımını neredeyse sıfıra indirebileceği konuşuluyor. Buna karşılık muhtemelen o robotların savaştığı ülkelerde Müslümanlar olacak veya gelişmekte olan ülkelerin vatandaşları. Distopik bir geleceği ön görmek hiç zor değil. Irak’ta kerpiç evlerin arasında tam teçhizatlı Amerikan askerleri bile yeterince uzak gelecekten gelmiş cehennem görüntüsü veriyorken, robotların savaştığı bir alan, gardiyanlık ettiği bir mülteci kampı düşünülemez bir hal alıyor. Hani bir robot İsrail ya da Amerikan askeri kadar acımasız olabilir mi diye sormadan edemiyor insan. Ama gelişen jest ve mimik anlamlandırma becerisi can acısını bilmeyen ve empati gibi bir kodu olmayan robotlar için ne ifade eder orası meçhul. 

 

Peki robotlara etik öğretmek mümkün olacak mı? Öyle ya, kimi vuracakları kodlanıyor dahi olsa bu varlıklar yapay zeka taşıyor, bu kodlarda kullanılan parametreler kodlayanlara uyarlanabilir. Moral Machine adlı şirket kısmen bu soruya odaklanmış ve zeki makinelere insani etik perspektif kazandırmak üzerine çalışıyor. Kitle kaynak kullanımı (yani insan bilgilerinin bir veritabanı oluşturması) hakkında felsefi bir çalışma yürütülmüş yapay zeka ile. Temel önerme basit; online kullanıcılar insansız araç kullanıyorlar ve etik bir tercih yapmaları gerekiyor. O araştırmadan toplanan veriler daha sonra yapay zekanın karar verme anında kullanması için depolanıyor. Buna etik kurulu kararı da diyebiliriz, yani doğruyu o seçili kişiler seçmiş oluyor. Ama bir insanın hayatı söz konusu olduğunda neyin seçileceği belli ki savaş olsun ya da olmasın, robotların kararı olacak. 

 

Robot teknolojisinin insanları işsiz bırakma riski de sıklıkla konuşulan konulardan birisi. Sadece kalifiye olmayan işçiler için değil, doktorluk, öğretmenlik gibi meslekler bile risk altında. Ama burada daha uzun yolumuz var; en azından yenidoğan bir bebeği insansı bir robotun kucağına verebileceğimiz kadar güveneceğimiz günlere daha çok var bizce. Siz ne dersiniz, robotlarla dostluk kuracağımız günler yakın mı? 

 

 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.