Fransa’nın hem iç hem de dış politikada her sıkıştığında ortaya çıkardığı başörtüsü yasağı yine gündemde.

Şubat ayında Fransa parlamentosunda hazırlanan yasa kabul edildi. Ülkedeki Müslümanları ama özellikle görünürlük nedeniyle kadınları hedef alan yasa tam anlamıyla bir pro-İslamafobi yasası. 

Parlamentoda görüşülen yasanın adı Ayrımcılık Yasası – Seperatism Bill-  neredeyse tamamen başörtüsünün yasaklanması üzerine. Kadınların hangi yaşta örtünebileceğinden örtülü girebilecekleri alanlara dek ciddi kısıtlamalar getiriyor.

Bu hafta parlamentodan geçen yasa Fransa’daki Müslümanların hayatını bütünüyle zorlaştıracak gibi görünüyor. Yasanın gerekçesi Fransa demokrasisinin üzerine inşa edildiği ilke ve temellerle çelişen gündelik yaşam pratiklerini egale etmek.

Fransa bir devlet politikası olarak kadınları “özgürleştirmeyi” misyon edinmiş gibi görünüyor. "Zorla örtünen, beyni yıkanmış, erkek egemen bir dinin buyruğundan çıkamayan gariban kadınları" özgürleştirmeyi başörtüsünü bir stigma haline getirerek sunmayı planlıyor. Müslüman kadınlar bu özgürleşememiş halleriyle Fransa’nın temel ilkelerini kökünden sarsıyor. Nasıl bir devlet kendi içinde kölelik benzeri uygulamaların hala yasal olmasına göz yumabilir ki? Zavallı kadınları kim özgürleştirecek?

Yasada Neler Var?

Kısa özette kadınların kamusal alanda örtülü var olmaları artık yasak.

Uzun versiyonda şöyle anlatılabilir;

Nefret söylemi; yasa gereği online nefret söylemi ciddi bir cezaya çarptırılacak. Bu önlemler web sitelerinin kapatılması, sosyal medya hesaplarının dondurulması gibi aktif eylemleri de içeriyor. Ayrımcılık yasası seçilmiş herhangi bir görevliye yönelik tehdit ve saldırıda ciddi hapis ve para cezaları içeriyor.

Organizasyonlar; Fransa’da kurulacak herhangi bir dernek, vakıf veya kulüp Cumhuriyet yasalarına bağlılık sözleşmesi imzalamak zorunda.

Evde eğitim; Fransa’da artık evde eğitim neredeyse yasak. Tamamen devlet kurallarına ve müfredatına uygun bir eğitim verdiğinizi teyid etmezseniz para cezasına çarptırılabilirsiniz.

Başörtüsü yasağı; kadınların kamusal alanda örtülü olması, 18 yaşın altındaki genç kızların örtünmesi artık yasak. Bu yasak uzun adıyla “dini sembollerin kısıtlanması” olarak geçiyor. Tarafsızlık ilkesi gereği kamu görevlileri artık örtü takamayacak. Devletle bağlantılı iş yapan taşeron bütün kurumlar için de geçerli bu yasak.

Kadınlar kamu kurumlarına da örtülü olarak giremeyecekler. Çocuklarını okula bırakmak isteyen kadınları dahi kapsayan bu yasak neticesinde Fransa’da Müslüman kadınlar yalnızca mağazalara girebiliyor, evlerinde durabiliyor ve çok şükür ki caddede yürüyebiliyor.

Fransa’nın “ayrımcılıkla savaşmak için bütün ayrımcılık yaratan durumları görünmez kılma” yaklaşımı şimdilik dini grupları kapsıyor. Şimdi gözler sokaklarda, Müslümanların, feminist ve sol grupların neler söyleyeceği merakla bekleniyor.