Korku İmparatorluğunda Çaresiz Kız Çocukları

Korku İmparatorluğunda Çaresiz Kız Çocukları


Bu satırlar kaleme alınırken Temmuz’un sonuna vardık. Yılın ilk 7 ayında yüzlerce kadın öldürüldü. Resmi tecavüz davalarına göre 435 kadın tecavüze uğradı. Kaç kadın gördüğü şiddetin acısından kurktulmak için ağrı kesici bağımlısı oldu, bilmiyoruz. Kaç kadın eve dönerken astım ilacına sıkı sıkı sarıldı, artan anksiyete ataklarından ötürü ilaca başladı, geleceğinden şiddet korkusuyla vazgeçti, kaç kadın öldürülürüm korkusuyla boşanma davasını geri çekti, aile evi bir hapishane gibi yükselen duvarlarıyla ördü etrafını ve kaçacak bir yer aramak daha korkunç gelmeye başladı?

27 kadın öldürüldü, 23 kadının ölümü “şüpheli” kabul edildi. Kimliği tespit edilmeyen kadınlar da var, belki henüz ölümünü duymadığımız kadınlar da. Birisini biliyoruz, bir varile kondu, üzerine benzin dökülerek yakıldı. Bir kadın daha biliyoruz, kocasının kardeşinin tecavüzüne uğradı yıllar boyu, resmi şikayet sonrası çocuklarının babası tarafından silahla öldürüldü.

 

Bu arada bazılarımız kızlarını alıp parka gitti. O oturan adamlar içinden birisi fazla mı bakıyordu çocuklara? “Kızım orada oynama, bu tarafa gel” diye seslendik. Oyununu bozdu, yanımıza geldi.

Üniversite tercihleri için ailesinin yaşadığı şehirde daha kötü bir bölüm tercih etti birileri.

İş çıkışı arkadaşlarıyla buluşacaktı bir kadın, dönüşte evin tenha yolu gözünü korkuttu evine kapandı.

Kapı kilitleri kontrol edildi.

Boşanmak üzere olduğu kocasından bir mesaj geldi bir kadına: “Sonun Pınar gibi olur.” Seni öldürürüm, yakarım, tecavüz ederim, en fazla 10 yıl yatar çıkarım…

Kaç cümle tam ağızdan çıkacakken büyük bir yutkunmayla yutuldu cümleler, kendini anlatma çabası sessizlikte boğuldu.

Aman kızım dikkat et diye kapandı telefonlar. Kendine dikkat et diye tembihledi arkadaşlar birbirine.

Son zamanlarda kaç kadın çantasına biber gazı attı, taksiye binerken “yanımda çocuğum var herhalde bana zarar vermez” diye kafasında pazarlıklar döndürdü ve yine de taksi plakasını eşine dostuna mesaj attı?

Arkamıza bakmadan yürümediğimiz akşam, evde yalnızken açamadığımız kapı, “söylersem bana vurur” dediğimiz her cümle, kafamızdaki tekinsiz bölgeler haritası, dışarı çıkılamaz saatler karantinası, gizlediğimiz telefonlar, dolap köşelerini bekleyen kıyafetler… Hepsi tek bir mesajdan kaynaklanıyor. Sen kurbansın.

Kurban olmaya adaysın. Hassassın, narinsin, namusun kolayca kirlenir, canın hemen yanar, olan yapana değil sana olur. Olan sana olur çünkü elinde bir tırpanla yargı dağıtmaya hasret milyonlar seni bekliyor. İsmin, namusun, geleceğin, ailenin şerefi senin sırtında, zedelemeden bu yükü taşımalısın. Kendini korumak, koruyamayacağın duruma sokmamak senin sorumluluğun. Daha da sessizleşeceğin, isteklerinin silineceği, haritanın daralacağı o yerde durmak, üstelik mutlu olmak zorundasın.

 

Zorunda mısın?

 

Bu yazıya ilk yorumu siz yazın.

BENZER YAZILAR